Teknolojinin hızlı ve kontrolsüz gelişimi, internet yolu ile sağlanan bilgi ve içerik paylaşımı akışını da son derece hızlandırmıştır. Hal böyle olunca internet ortamında işlenebilecek suçlar hakkındaki sorumlulukların sınırlarının çizilebilmesi adına “5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” düzenlemesine gidilmiştir.

Anılan kanun ile sanal ortamda paylaşılan içerik nedeniyle hakları ihlal edilen gerçek ve tüzel kişilere söz konusu içeriğin yayından çıkarılmasını talep etme hakkı sağlanmış vaziyettedir. İçeriklerin yayından çıkarılmasını sağlayan işbu erişimin engellenmesi kararı tedbir niteliğinde olup erişimin engellenmesi aşağıda sayılan hallerde mümkün olacaktır;

  • Kişilik haklarının ihlali söz konusu olduğunda,
  • Suç işlendiğine dair yeterli şüphe oluştuğunda,
  • Telif haklarının sanal ortamda ihlali söz konusu olduğunda,
  • Unutulma hakkı kapsamında talep hakkının doğması ile,
  • Kamu yararı nedeni ile,
  • Özel hayatın gizliliğinin ihlali söz konusu olduğunda,

İşbu çalışmada “Kişilik haklarının ihlali söz konusu olduğunda” başvurulabilecek erişimin engellenmesi talebi ve süreci hakkındaki açıklamalara yer verilecektir.

İnternet ortamında paylaşılan içerik nedeni ile kişilik hakları ihlal edilen gerçek ve tüzel kişiler ilk olarak içerik sağlayıcısına, içerik sağlayıcısına ulaşamaması halinde ise yer sağlayıcısına başvurarak söz konusu içeriğin yayından kaldırılmasını talep edebilecektir. Başvurulacak işbu yöntem uyarı niteliğinde olacaktır. Ayrıca, hakları ihlal edilen ilgili kişi doğrudan Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvurarak da söz konusu içeriğe erişimin engellenmesini talep edebilecektir.

Kavram karmaşasını önlemek için “İçerik Sağlayıcı” ve “Yer Sağlayıcı” kavramlarının 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’daki tanımına bakacak olursak;

İçe­rik sağ­la­yı­cı: İn­ter­net or­ta­mı üze­rin­den kul­la­nı­cı­la­ra su­nu­lan her tür­lü bil­gi ve­ya ve­ri­yi üre­ten, de­ğiş­ti­ren ve sağ­la­yan ger­çek ve­ya tü­zel ki­şi­le­ri,

Yer sağ­la­yı­cı: Hiz­met ve içe­rik­le­ri ba­rın­dı­ran sis­tem­le­ri sağ­la­yan ve­ya iş­le­ten ger­çek ve­ya tü­zel ki­şi­le­ri, ifade eder.

Kişilik haklarının ihlali haksız fiil olarak değerlendirilmekte olup internet ortamında kişilik haklarına yapılan her saldırı bir haksız fiil teşkil edecektir. Hukuki boyutta değerlendirildiğinde her haksız fiil bir suç teşkil etmemektedir. Fakat 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun, kişi ve kurumlara suç oluşturmasa dahi ilgili içeriğin yayından kaldırılmasına dair talep hakkı sunmaktadır.

Kişilik Haklarının İhlali Nedeniyle Erişimin Engellenmesi Kararı Vermeye Görevli ve Yetkili Mahkeme 

Kişilik haklarının ihlali nedeniyle içeriğe erişimin engellenmesi kararını vermeye görevli mahkeme, Sulh Ceza Hâkimliği’dir.

Kişilik haklarının ihlali nedeniyle erişimin engellenmesi kararı vermeye yetkili Sulh Ceza Hâkimlikleri mağdurun yerleşim yeri veya oturduğu yer Sulh Ceza Hâkimliği’dir.  Ayrıca içeriğin paylaşıldığı internet sitesine ait merkezin adresinde bulunan Sulh Ceza Hâkimlikleri de erişimin engellenmesi kararı verme hususunda yetkilidir.

Erişimin Engellenmesi Kararının Hukuki Niteliği Nedir?

Adli mercilerce verilen erişimin engellenmesi kararlarının hukuki niteliği, “koruma tedbiri”dir.  İdari merciler tarafından verilen erişimin engellenmesi kararlarının hukuki niteliği ise “idari tedbir”dir.

Sulh Ceza Hâkimi tarafından verilen erişimin engellenmesi kararı koruma tedbiri olarak karşımıza çıkmaktadır. Her verilen erişimin engellenme kararının en nihayetinde hâkimin onayından geçmesi gerekir. Örneğin; aciliyet arz eden bazı durumlarda görevli ve ilgili Savcı tarafından verilebilecek erişimin engellenmesi kararının sonrasında hâkimin onayına sunulması gerekir.

Keza idari mercilerce alınacak erişimin engellenmesi kararlarının da icra edildikten sonra hâkimin onayına sunulması elzemdir. Aksi halde verilen erişimin engellenmesi kararları hükümsüz hale gelecektir.

Süreç Nasıl İşler ve Yetkili Mercilerce Ne Sürede Karar Verilmektedir?

Yukarıda açıkladığımız üzere internet ortamında kişilik hakları ihlal edilen gerçek ya da tüzel kişilerin başvurabileceği 2 farklı imkân mevcuttur.

Bu imkânlardan ilki içerik sağlayıcısına, ona ulaşamadığı takdirde yer sağlayıcısına başvurarak içeriğin yayından kaldırılmasını talep edebilmesidir. Uyarı yöntemi olarak dile getirdiğimiz işbu seçeneğe ilişkin talepler içerik sağlayıcısı veya yer sağlayıcısı tarafından en geç yirmi dört saat içerisinde cevaplanmaktadır.

Hakları ihlal edilen ilgili kişinin bir diğer imkânı ise; doğrudan Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvurarak da söz konusu içeriğe erişimin engellenmesini talep edebilmesidir. Hâkim talebin haklılığı kanaatinde ise erişimin engellenmesi kararını verecektir. Hâkim zorunluluk arz etmedikçe internet sitesinin bütününe yönelik erişimin engellenmesi kararı veremez. Sadece hakları ihlal edilen kişinin kişilik haklarına saldırının gerçekleştiği içeriği kapsayan bölüme ilişkin erişimin engellenmesine karar verebilecektir.

Sulh Ceza Hâkimi sadece yirmi dört saat içinde ve duruşmasız şekilde “Erişimin Engellenmesi” kararını verir. Böylece görülmektedir ki; Kanun’da durumun âciliyeti,  kendiliğinden varsayılmış vaziyettedir.

“Erişimin engellenmesi kararlarının” icra edilmesinin sağlanması adına “Erişim Sağlayıcıları Birliği (ESB)” kurulmuştur. Sulh Ceza Hâkimleri tarafından verilen erişimin engellenmesi kararları Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne gönderilir. İlgili karar Erişim Sağlayıcıları Birliği tarafından Erişim Sağlayıcı’ya (Turkcell, Vodafone, Superonline vb.) gönderilir. Ve akabinde ilgili karar, Erişim Sağlayıcı tarafından en geç dört saat içerisinde yerine getirilir. Uygulamada çeşitli aksaklıklar yaşanmakta ve süreler uzayabilmektedir. Fakat kararın nihayete ermesinin en fazla 2 iş gününü geçmediği söyleyebiliriz.

Erişimin engellenmesine konu içeriğin yayından çıkarılmış olması durumunda erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden hükümsüz kalacaktır. Sulh Ceza Hâkimlikleri tarafından verilen işbu erişimin engellenmesi kararlarına karşı itiraz yolu açıktır.  Erişimin engellenmesi kararlarına karşı kararın öğrenildiği tarihten itibaren veya kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde itiraz edilebilecektir.

Uygulamada söz konusu kararların yerine getirilmediği gibi bir durumla karşılaşıldığı söylenemez. Fakat kanun koyucu böyle bir ihtimalin önüne geçebilmek adına; Sulh Ceza Hâkimliklerince verilen kararların sorumlu kişilerce yerine getirilmemesi durumunda, beş yüz günden üç bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağına dair düzenlemeye gitmiş vaziyettedir.

Mevzuatta yaşanan değişiklikler ve ilgili kanunların uygulamada icra edilişinde yaşanan aksaklıklar sebebiyle yetkili mercilerce resen icra edilmesi gereken işlemlerin zaman zaman sürüncemede kalabildiği söylenebilecektir. Hal böyleyken sürecin takibini yapmanın son derece önem arz ettiğini belirtmekte fayda görmekteyiz.