İcra hukuku alacaklının alacağını çok hızlı tahsiline yönelik bir imkanı sunmakla birlikte kimi zaman da borçlu dahi olmayan kişilerin zararına sonuçlar doğurmaktadır. Bunun en temel nedeni borca itiraz edilmemesinden doğmaktadır. Şayet fatura, sözleşme gibi belgelerden(ilamsız icra takibine konu alacaklar) kaynaklanan  borca itiraz edilmezse bu durumda ödeme emri kesinleşeceği için alacaklı icra memurlarıyla birlikte evinize gelebilir ve sizin için katlanılması mümkün olmayan zararlar doğabilir.

Ödeme emri gelince borçlunun yapması gereken en temel şey aslında bu ödeme emrine itiraz etmektir. Aksi takdirde borçlu olmadığı şeyi geri almasının tek yolu menfi tespit ve istirdat davaları açmak olacaktır.

İtirazı nasıl, ne kadar sürede ve nereye yapmalıyım?

Diyelim ki A bankasına kredi kefaletinden veya A şirketinin size sunmuş olduğu hizmet ya maldan kaynaklanan alacağı için size icra kanalıyla gönderdiği ödeme emrinin borçlusu olmadığını düşünüyorsunuz. Bu durumda ödeme emrine itiraz ederek süreci lehinize çevirebilirsiniz. Bu noktadan sonrayı düşünecek olan artık alacaklıdır. Çünkü bu tip icra takiplerinde itiraz etmeniz icrayı durdurur.  Alacaklı bu durumda itirazın kaldırılması veya iptali davalarından birini açmak durumunda olup alacaklı olduğunu mahkemede ispat etmek durumunda kalacaktır.

İtiraz için yapmanız gereken şey ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde ödeme emrindeki icra dairesine giderek itiraz etmektir. Bunu takibi gönderen icra müdürlüğüne vereceğiniz borca itiraz dilekçesiyle yapabilirsiniz.  Eğer başka bir ilde oturuyorsanız, itirazınızı bulunduğunuz yer icra dairesi kanalıyla takibin yapıldığı icra dairesine gönderilmesini istemek suretiyle dahi yapabilirsiniz. Buraya vereceğinizi dilekçe icrayı gönderen icra müdürlüğüne yapılmış gibi kabul görecektir. 7 günlük itiraz süreniz bu müracaatı yapmakla duracaktır. Ancak posta ile gönderim yapmanız durumunda postada geçecek süre sizin aleyhinize işleyecektir.

İtiraz sebepleri nelerdir?

Tarafınıza gönderilen ödeme emrine karşı borçlu olmadığınıza yönelik borca itiraz, borçtan kaynaklanan faize itiraz ve icra dairesinin yetkili olmadığına dair yetkiye itiraz edebilirsiniz.

Borca itiraz: ödeme emrindeki borcun tamamına yönelik itiraz edebileceğiniz gibi bir kısmına karşı da itiraz edebilirsiniz. Mesela bankadan gelen 15.000 TL’lik ödeme emrine karşı tamamen borçlu olmadığınızı düşünüyorsanız “borçlu değilim.” Şeklinde bir beyanda bulunmanız dahi yeterli olacaktır. Ancak bu ödeme emrine “borçluyum, ama bu kadar değil.” derseniz bu itiraz geçersizdir. Çünkü kısmi itirazda borçlu olduğunuz rakamı belirtmeniz gerekir. Yani “borcum 10.000 TL’dir.” Şeklinde bir itiraz yapmanız gerekir.

Herhangi bir sebep ileri sürmeksizin yapılan itiraz borca itiraz olarak kabul edilir. Yani sadece “itiraz ediyorum.” Demek dahi yeterlidir. Ancak alacaklı taraf itirazın kaldırılması veya iptali davası açarsa bu durumda sadece senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri ileri sürülebilecektir. Bizim tavsiyemiz yapacağınız itirazlarda dayandığınız sebepleri de beyan etmeniz yönündedir.

Faize itiraz : İcra takibine konu alacağa itiraz ettiğiniz gibi takipte yazılı olan faize de açıkça itiraz etmeniz gerekir. Zira icra müdürlüğü taleple bağlıdır. İtirazda bulunmadığınız kısımlarla ilgili borcunuz ortaya çıkacaktır.  Burada işlemiş  olan faize ve alacaklının talep ettiği işleyecek olan faize de itirazınızı ileri sürmek hakkınız bulunmaktadır.

Yetkiye itiraz: açılan takibin yetkili icra dairesinde açılmadığını düşünüyorsanız yapmanız gereken itiraz yetki itirazıdır. Bu itirazda yetkili olduğu düşünülen icra dairesi belirtilmelidir. Örneğin “Anadolu icra daireleri yetkili değildir.” şeklinde yetki itirazı geçerli olmazken “Anadolu icra daireleri değil, Bakırköy icra daireleri yetkilidir.” şeklinde bir itiraz geçerli bir yetki itirazıdır.

Ödeme emri geldikten sonra borcu ödedim ama takip devam ediyor. Ne yapmalıyım?

Borçlu borcu doğrudan alacaklıya ödeyebilir, alacaklı tarafından kendisine borcu ödemesi için süre verilebilir, borç zamanaşımına uğrayabilir gibi bir takım ihtimaller ortaya çıkabilir. İşte tüm bu durumlarında mevcut borç ilişkisini etkileyecek yönleri olduğu ortadadır.

Tüm bu saydığımız örneklerde alacaklıdan yapması beklenen şey takibe devam etmemesidir. Ancak iyiniyetle hareket edeceğine inandığımız alacaklı bunu yapmazsa ne olacak? İşte tüm bu durumlar için takibin iptali ve taliki(ertelenmesi) imkânı söz konusudur.

İcra takibinin iptali, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonra borcu ve borcun ferilerini (faiz vb.) ödediğine yönelik icra mahkemesine yapacağı başvurudur. Bu başvuruda borçlu borcu ödediğine yönelik bir belge ile icra mahkemesine başvurursa başlamış olan takip artık iptal edilecektir. Yani borçlu olan kişi borcunu takipten sonra elden öderse ve borcu ödediğine dair  bir belge ibraz ederse takibi iptal hakkına sahip olacaktır.

Ancak borçlu takibin iptali prosedürüyle karşılaşmak istemiyorsa yapması gereken borcunu icra dairesi kanalıyla ödemesidir. Bunu da takibin yapıldığı icra dairesine giderek oradan alacağı IBAN nosuna Vakıfbank Üzerinden açıklama kısmına “…../….. sayılı dosyaya ödemedir” yazarak ödeyebilir. Böylece kendisi aleyhine başlamış olan takibin sona ermesini sağlayabilecektir.